Hamurişi yapmadan kutlu balkabağı haftasını geçiremezdim herhalde. Dün fındık sütünden artan posayı değerlendirip, yavrumu sevindirmek üzere uydurdum bir kurabiye. BALKABAKLI KURABİYE, #yersen Avuç içi büyüklüğünde balkabağı (haşlanmış) 8 yemek kaşığı fındık unu (tepeleme değil) 2 kahve fincanı dut kurusu 1 yumurta 1 yemek kaşığı tahin 1 avuç elma kurusu (küp küp) 1-2 çay kaşığı tarçın Çay kaşığının ucuyla toz zencefil 1/4…
Slow Juicer mı, Katı Meyve Sıkacağı mı? İnsanoğlunun “olmak ya da olmamak”tan sonraki en büyük ikilemlerinden birisi: Slow juicer mı, katı meyve sıkacağı mı? (Bir diğeri de “sebze suyu mu, smoothie mi?) -Slow juicer sebzelere bıçak değdirmeden, düşük hızda sıkarak enzimlerin ısıyla tahrip olmasının ve vitamin kaybının önüne geçiyor. Katı meyve sıkacağında ise metal bıçaklar ve ortaya çıkan ısı nedeniyle…
Bazı günahlar gökkuşağı olup çıkar. Ya da ünlü bir Türk büyüğünün dediği gibi, “dün yediğin aşuralar, bugün totoyu tırmalar.” AŞURE SONRASI VİCDAN SMOOTHIESİ, #yersen 2 avuç semizotu 1 havuç 2 küçük salatalık 1 kabak 1 minik pancar 1/2 yeşil elma 1 küçük parça taze zencefil 1/4 avokado Avokado hariç tüm sebzelerin suyunu sıkıp, avokado ile birlikte bızzztlattım. Al sana renk, al…
Bana gel dostuna gel vay vay vay vay Muharrem bitmeden gel leylim leylim leylim Eğer canım çekerse vay vay vay vay Herkesi atlat da gel leylim leylim leylim Bağ ayrı bostan ayrı Olamam dosttan ayrı Gözde nasıl yaşar vay vay vay vay Kalsa aşuradan ayrı leylim leylim leylim Bağlar narsız olur mu vay vay Alki arsız olur mu Ben yedim…
Çocuğunuza doğruları söyleyin. Göz seviyesine inerek ona deyin ki, “o sürpriz yumurtalar yenmiyor, onlar sadece müzik yapmak için.” #hihieved
Ben sana alkali olamazsın demedim, misafir ağırlayamazsın dedim! Bazen gereksiz bir iyimserlikle kendi yediklerimi misafire sunma gafletine düşüyorum. Sağolsun Yanlış Cem de bu iyi ortayı gole çeviriyor. Ateşe körükle gidiyor, veriyor coşkuyu, veriyor coşkuyu… Baştan alıyorum. Taaa Bursa’dan annemler geldi bugün. Akşam da mis gibi balık çorbası, balık ve salata üstüne dedim balkabaklı hafif bir tatlı patlatayım. Özendim, süsledim, masaya getirdim tatlıları.…
Küçükken, “bileklerini keserek intihar etti” cümlesi beni çok şaşırtırdı. (Bkz. Demode intihar metodları) Hadi sağ elinle sol bileğini kestin-yazar burada sol el gitti diye düşünüyor-sağ bileği nasıl keseceksin? İşte böyle detaylarda kayboldu, yitti çocukluğum. (Bkz. Ben küçükken salaktım) Bu sabah bileğimdeki kesik izlerini görünce bunlar geçti aklımdan. Dün artık nasıl canhıraş kestiysem kabağı, o arada sol elimi de hacamat etmişim.…
Kutlu balkabağı haftası kapsamında düzenlediğim mutfak etkinliklerinden ilki, deneysel bir çalışma olan balkabağı cipsiydi. Tek malzemeli bu çıtırlar sadece dekoratif amaçlı bile olsa yapılmalı. Çocukluğumda bir ara kokulu kuru çiçekler çok modaydı, potpori denirdi bunlara. Bizim evde pek olmadı ama bol biblolu, dantelli, şamdanlı evlerin vazgeçilmeziydi bir dönem kuru çiçekler. Hah işte bizim bu cips onları tokatlar. Öyle güzel bir…
Tatlı bağımlısı olup da senelerce kabak tatlısını ağzını koymayan ben; otuzumdan sonra hidayete erip, balkabağının faziletlerine nail oldum. Ve sonrasında da, onca yıllık açığı kapatmam gerekiyormuş gibi, hunharca balkabağı tüketmeye başladım. O gün bugündür Ekim itibariyle kanım turuncu akmaya başlar benim. Bu sezonun ilk balkabağının mutfağa düşmesinden kelli, buralarda ben hevesimi alana kadar balkabağı coşacak. Demem o ki, balkabağı-severleri sayfama…
