Geçenlerde eş zamanlı mutfak toparlamaca eşliğinde okyanus aşırı görüntülü konuşurken: Pınar: Kızım senin sayende daha önceden adını sanını bilmediğim şeyler yiyip içmeye başladım. Ben: Oh ne güzel işte, faydalı işler yapıyorsun. Pınar: Gerçi senin tariflerin hepsini yapmıyorum. Yani aslında hiçbirini yapmıyorum. Ama ilham verici oluyor, bir de çok alemsin, eğleniyorum. Ben: Bakın şimdi bir konuda anlaşalım, kimse bu tarifleri yapmıyorsa…
Dün gece Can’a seçeneklerini sayıp, ne yemek istediğini sordum. Can: Çorba, hünkar beğendiğin beğendisi, köfte-patates-balık (Bkz. Misak-ı Cancan: Köfte-patates bir bütündür, bölünemez!) Ben: Oğlum çok olur, nasıl yiyeceksin bunları? Can: Önce birini, sonra öbürünü, sonra öbürünü, sonra öbürünü… Yaa gençler, hayat aslında ne kolay, sadece nereden baktığımıza bağlı. Dün bir isim bulayım diye “doktor bu ne?” diye sordum, muhteviyat için…
Müşkül mü pesent? Şu vaziyete ağız burun kıvıran taş olur vallahi. Kahveyi soranlar (yine icat çıkarmayın diyen de) oldu, tabi ki uydurdum ayol! BULLETPROOF VEGAN LATTE, #yersen 150-200 ml badem sütü (Bkz. #bademsütü) 1/2 fincan filtre kahve (ben kahveyi az tutmaya çalışıyorum) 1 yemek kaşığı haşhaş ezmesi 1 tatlı kaşığı (katı halde) hindistan cevizi yağı Sütü hafif ısıtıp, tüm malzemeleri bızzztlattım.…
Geçenlerde eş zamanlı mutfak toparlamaca eşliğinde okyanus aşırı görüntülü konuşurken: Pınar: Kızım senin sayende daha önceden adını sanını bilmediğim şeyler yiyip içmeye başladım. Ben: Oh ne güzel işte, faydalı işler yapıyorsun. Pınar: Gerçi senin tariflerin hepsini yapmıyorum. Yani aslında hiçbirini yapmıyorum. Ama ilham verici oluyor, bir de çok alemsin, eğleniyorum. Ben: Hımm… Bakın şimdi bir konuda anlaşalım, kimse bu tarifleri…
