Yazar sayfası:gozdearalocak

Sebze Suyu Her Bedene

Sebze Suyu Her Bedene

Bu ara paylaştığım sebze suları üzerine çok soru geliyor. En çok merak edilen, sebze sularını neyle yaptığım. Ben katı meyve sıkacağı kullanıyorum sebze suyu için, slow juicer daha da iyi olur. Bir de kullandığım sebze miktarı çok soruluyor. Mevzuyu açıklığa kavuşturmak için Ekim’deki bir paylaşımımı yineleyeyim dedim. Fotoğraftaki arkadaşlardan 250-300 ml. sebze suyu çıkarttı benim makinam. Cihazın performansına, kullanılan sebzelere…

Ne Oldum Demeyeceksin (dedi)

Ne Oldum Demeyeceksin (dedi)

Merhaba, ben Gözde Aral Ocak. Derdimi anlatacak kadar Türkçe (bkz. dertler derya olmuş, ben de bir sandal), iyi derecede İngilizce (bkz. İngilizce altyazılı Netflix dizisi izleyen Türk), “anlıyorum ama konuşamıyorum” seviyesinde Almanca ve İtalyanca (bkz. Oya ılık süt iç), İngiltere’de kendisine “raw food nutrionist” denecek kadar da çiğ beslenme biliyorum. Ya ya evet, Ocak sonunda sınıfımı “iftiharla” geçip, diplomamı aldım.…

Bursa’da Zaman

Bursa’da Zaman

Dün Can arabada uyuyunca, fonda İlhan İrem, Zerrin Özer, Ayşegül Aldinç’le turladım sevdiğim yerleri. Meğer Bursa benim için ne çok şeymiş. Mahalle arasında binilen bisikletmiş; okul çıkışı pastaneden alınan kokoymuş; inşaatın birinci katından kuma atlamakmış; stadyumda “23 Nisan’a çıkmak”mış; sokaktan gelen “simiiitçiiee”ymiş; pencereden sallanan sepetmiş; TOFAŞ-Oyak Renault basketbol maçlarıymış; Çiçek Izgara kuyruğuymuş; dedemin çarşıdaki dükkanıymış; Altıparmak @uzaypastanesi’nin karton çantasından çıkan Mabel’miş,…

Tarçınlı Kıtır

Can: Anne sana köfteli makarna yaptım. Ben: Ooo eline sağlık, yiyeyim hemen. Can: Dur, sadece köftelerini ye! Ben: Neden oğlum? Can: Çünkü makarna sağlıksız Ben: Öyleyse neden sadece köfte yapmadın ki? Can: Bu restoranda böyle. #yersen Sevmediği yiyeceklere-evet, makarna sevmiyor-sağlıksız diyerek onları ötekileştiren bir evladım var. Bana da böylesi müstahak zaten. Genel kanının aksine, Can hiçbir zaman kereviz sapı kemiren…

Sık Sorulan Sorular

Sık Sorulan Sorular

6 aydır kamuya mal olmuş bir beslenme alışkanlığım var. Bu biraz hamilelik gibi. Hamile kadının karnı hamile olmayanların ne kadar ilgi odağıysa (bkz. kaç aylık, kız mı erkek mi, adı ne olacak?), sürüden ayrılanların kursağından geçen her bir lokma da diğerleri için öyle. Hele ki Türkiye gibi canın boğazdan geldiği bir coğrafyada, sofradaki “öteki”ysen; sadece yiyip içtiklerin değil, yemeyip içmediklerin…

Gözde Evine, Yoga Senin Neyine?

Gözde Evine, Yoga Senin Neyine?

 Kazara yogaya başladığımdan bahsetmiştim. 2 kez hocayla birebir çalıştıktan sonra, dün ilk grup dersime katıldım. Fıkra gibiydi: Bir Türk, bir İtalyan, bir Hollandalı, Azeri hocanın yoga dersine girmiş. Bu medeniyetler buluşmasının benim için en zorlayıcı yanı, grubun 2 yıldır birlikte yoga yapıyor olduğu gerçeğiydi. Damdan düşer gibi dahil olmuştum, üstelik bu 3. dersim olacaktı. Olsundu, pilavdan dönenin kaşığı kırılsındı. Çektim…

#yersen

Başlarken şöyle yazdım Instagram profilime: Biraz günlük, biraz motivasyon, biraz da blog, #yersen Mantık basit: Ben yazıyorum, isteyen okuyor, birlikte gülüyoruz. Bitti. Sevgi, saygı, dünya barışı… Not: Hislerime tercüman olan Özer Aydoğan’a saygılarımla

Anlayamazsınız

Anlayamazsınız

Kendime yazdığım doğumgünü notunda (bkz. ona küçük sürprizler yapın), değişip dönüştüğümden dem vurmuştum. Bilen bilir, tatlı benim yumuşak karnımdı. Düşkünlük, aşk, tutku bu bağı tasvir etmekte yetersiz. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir duygu yoğunluğuydu diyeyim. Mesela kafam kadar tahinli-cevizli-vişneli çöreğin yanında dondurmalı sahlep içebilmekti. Annemin komşulara dağıtmasına fırsat vermeden, birkaç saatte aşure tenceresinin dibini görmekti. Gece vakti evde hiçbir şey yoksa,…