Anne pudingi 🙂 annelerin yaptığı her şey gibi bu da gol! Can’ın okulunda yabancı öğretmenler de var. Geçen sabah okul yolunda konuşuyoruz: -Gidince Merve öğretmene günaydın, Eva öğretmene de good morning diyelim mi? -Hayır, günaydın derim, öbürünü demem. -Peki oğlum, ben derim, sen de İngilizce öğrendiğin zaman dersin istersen. -Ben İngilizceler bilmiyor muyum? -E tabi henüz bilmiyorsun, öğrenirsin sen de.…
Çocuk kafası diye bir şey var. Yetişkin olma yolunda taktığımız at gözlüklerimiz ve kendimize koyduğumuz sınırlarımız bizi bu kafadan zamanla ayırıyor. Halbuki arada aç algı kapılarını karşılıklı, bir ceryan yapsın, bir ferahla, bak nasıl iyi gelecek. Geçenlerde evin erkekleri oynarken şöyle bir diyalog geçti aralarında: Can: Baba hadi döneliiim! Cem: Oğlum başımız döner, düşebiliriz. Can: Düşersek kalkarız baba. Çocuk değil,…
Ve sonra alkali kraliçe Pamuk Prenses’e demiş ki; “al bu yeşil iksiri iç annem sen!” Günaydın! Şimdi elimizdeki elmaları sakince yere bırakıp, 1 bardak yeşil içiyoruz. Yoklama listesi gezdireceğim bak! (Arkadaşının yerine imza atmak yok) Not: Dönüşlerden anladığım, biraz yanlış anlaşılma olmuş. Ben sebzelerin suyunu sıkıp, avokado ve biraz su ile mix and go’da bızzztlattım. Aman diyeyim. Bunların hepsiyle smoothie bayağı…
Ömrü vefa edip de şu şahane vegan spagettimi görseydi, rahmetli Pavarotti bile spagetti bolognese’den vazgeçerdi. Öyle akıllara zarar bir şey yapmış şu kardeşiniz. Bu akşam çıtayı yükseltip, 17.00’de bitirdim yemek işini. Yarına Allah kerim. SPAGETTI ALLA KIRMIZI LAHANA, #yersen 2 küçük kabak (sezonun son kabakları) 1 küçük kase fermente kırmızı lahana 5-6 fermente fındık Zeytinyağı Limon suyu Susam Kabaklarım organik olduğundan…
Dün akşam 18.00’de kapattığım dükkanı bugün 9 gibi kombuçay ile açtım-öncesinde sirkeli su tabi. Kahvaltımı da 11’den sonra yaptım. Ve acayip bir şekilde aç değildim. Belki kombu tıkadı, belki süper şartlandım, kesseler acımaz dedim, bilemiyciim. Velhasıl, kahvaltıyı iyi yağlarla şenlendirdim. Gün boyu enerjiye ihtiyacım var, evdeki dolapları talan edeceğim. AVOKADOLU MARUL DÜRÜM, #yersen Bolca kıvırcık 1/2 avokado 10 siyah zeytin Sebze…
Can okulda öğle yemeğini yediğinden, eve dönünce kendime en hızlısından bir öğün uyduruyorum. Bugün oh ne güzel hazırda mercimek çorbam var diye sevinirken, baktım ben bir porsiyon içersem kalan çorba akşam evin erkeklerine yetmeyecek. Hemen en uyduruğundan, pişirmeden, ısıtmadan, ve tabi ki Osmanlı mutfağından esintilerle bir çorba yaptım kendime: TEMBEL HATUN ÇORBASI, #yersen 1 kepçe sebzeli mercimek çorbası-ki burada yapılmışı var…
Can’ın, boğaz ağrısıyla başlayan, 40 dereceye dayanan ateş, tıkanmaya varan öksürük, ses kısıklığı, hırıltı, titreme nöbetleri, kusma, ishal, halsizlik ile “1 Günde 1 Milyon Semptom” isimli enstalasyonu, 15. İstanbul Bienali kapsamında dün sınırlı sayıda ziyaretçinin beğenisine sunuldu. “İyi bir komşu size nebulizatörünü ödünç veren midir?” vurgusuyla, bienalin “iyi bir komşu” başlığına atıfta bulunan sanatçı, çok şükür bu sabah itibariyle tekrar…
Yeşil gördü mü koşarak uzaklaşan, 1,5 yaşından sonra sebzeye tövbe eden çocuğun kursağından iki gıdım faydalı bir şey geçsin diye atılan taklalarda bugünkü konuğumuz avokado. Nerdeyse tadı bile olmayan bu kıymetli nimeti ben genelde anne pudingi ya da pancake içine saklamak suretiyle kaktırıyorum Can’a. Kamuflajda en büyük destek ham kakaodan (neden ham? Çünkü işlenmemiş, katkısız iyidir olan iyidir) geliyor. Böyle olunca…
