

Merhaba, ben Gözde Aral Ocak.
Derdimi anlatacak kadar Türkçe (bkz. dertler derya olmuş, ben de bir sandal), iyi derecede İngilizce (bkz. İngilizce altyazılı Netflix dizisi izleyen Türk), “anlıyorum ama konuşamıyorum” seviyesinde Almanca ve İtalyanca (bkz. Oya ılık süt iç), İngiltere’de kendisine “raw food nutrionist” denecek kadar da çiğ beslenme biliyorum.
Ya ya evet, Ocak sonunda sınıfımı “iftiharla” geçip, diplomamı aldım. Çünkü okumalara doymuyordum. Benim büyük büyük dedemler de hep yaşam boyu öğrenmişler zaten-o değil de, senelerdir parça pinçik okuduğum konuları derleyip toplamış, üzerine yenilerini eklemiş olmanın mutluluğu tarifsiz.
“E ama pişmiş aşa soğuk su katıyorsun, nereden çıktı bu çiğ beslenme?” diyenler önce ellerindeki kavrulmuş soğanları sakince yere bıraksınlar. 10 yıl önce, “İdeal Sağlık İçin Canlı Besinler” (Living Foods for Optimum Health) diye bir kitap okudum. Hah işte bu filizlendirme, buğday çimi, sebze suyu gibi uğraşlarımın temeli o kitaptır. O zamanlardan beri de bu ilgimin antin kuntin, entel dantel, saçmasapan bulunmasına alıştım a dostlar.
Çiğ beslenmenin faziletlerinden bilahare bahsedeceğim. Merakı olanlar acele etmesin, kış ayları çiğ beslenmeyi denemek için pek de uygun değil kanımca. Ama o bahar buraya gelecek, ve bu hücreler canlı besine doyacak beybiler! O güne kadar ılımlı dozlarla devam.
Ünlü düşünür Bob Usta’nın dediği gibi…
“Yapabilir miyiz? Evet, yaparız!”
Not 1: Şimdiye dek çiğ beslenme üzerine atıp tuttuklarım #raw, #rawdetoks, #detoks etiketleri ve çiğ beslenme kategorisi altında bulunabilir.
Not 2: Kitabın Türkçesi Alfa Kitap’tan çıkmış ama yeni baskısı yok. Orijinalini Amazon’dan edinebilirsiniz.
Yorum Yapın