

Geçenlerde Can yattıktan sonra en “yanlış” haliyle Cem mutfakta, avının etrafında dolanan aslan gibi salınıyor (işte bunlar hep belgesel izlemek), gece pisboğazlığı için kurban arıyordu.
Bu tür durumlarda ben elimde olmadan “ne vereyim abime?” moduna girip; “nar var-ayıklanmış, limon-ayva-tuz olabilir, mandalina ye, dolapta ıslak ceviz-fındık (aktive edilmiş kuruyemişin evdeki adı) var, soda-limon?” diye saymaya başlıyorum. Ben böyle sıralayınca, “haa bak nar iyi fikir” dedi. Yine tutamadım tabi kendimi, üzerine biraz da çiğ Antep fıstığı koydurdum. Bir kaşık aldı ve şöyle dedi:
“Şunları üst üste koyup yemek benim aklımın ucundan geçmezdi, nasıl güzel oldu! Sen istediğin kadar alkali ol, senin kafan şişko karım.”
Arada “tarifleri bir yerlerden mi alıyorsunuz, kendiniz mi buluyorsunuz?” diye soruyorsunuz ya, hah işte kaynak göstermediğim tariflerin, diğer bir deyişle “kendi oluşturduğum reçete”lerin sırrı şişko ruhum.
Cem misal, bu kadar Yanlış Cem’liğine rağmen, yemek yerken sıkılabilen bir adamdır. Halbuki ben, yemeği bitiyor diye yas tutan, sevdiği yiyecek için yol yapan, hele ki sofra muhabbetine çift burgulu salto atan soyuyum. Bu yüzdendir ki, ne zaman ağzını büze büze “yişimik için yiyin, yimik için yişimiyin” diyen birini görsem, ona, “bör pörçö çökölötö dö sön ölmöz mösön?” demek ister deli gönlüm.
Yani diyeceğim şudur ki, sağlıklı beslenmek zevksiz beslenmek anlamına gelmiyor. Bilakis, yemekten zevk almayı da en iyi biz biliriz biiiz!
Şöyle şarkımızı söyleyelim
Eski beslenmemde acılar vardı
Kahve lıkır lıkır akıyordu
Eski beslenmemde
Mideme ateş düşüyordu
Sevdamız başka
Aşkımız başka
Sevdamız başka
Aşkımız bir başka
Yemeğe efendi olmaya değil,
Hizmetkar olmaya geldik
Hizmetkaaar olmaya geldik
Yanlış Cem başka tünellerle uğraşıyor
Tünellerle uğraşıyor
Tünellerle uğraşıyor
Ya biz yemeği seviyoruz ya (seviyoruz)
Biz yemeğe aşığız ya (aşığız)
Bizim ablalar da burada (ablalar)
Bizim ablalar… (ablalar)
Yorum Yapın