Kilimanjaro’dan Önce Son Çıkış

Bu sağlıklı yeme-içme işleri fazla popüler olup, iyi kötü her kesimin ilgisini çekince iş şirazesinden çıktı. Benim gibi zottiriklik seviyesinde ot-çöp meraklılarının buralarda pıtırcık gibi çoğalıp (ki bu kötü bir şey değil), Instagram’ı sebze sularıyla yıkamasıyla; çiğ sebzeyle ilişkisi çoban salatadan ileri gitmeyen insanların “Lan?? Bir şeyi yanlış yapıyoruz galiba!” demeye başlaması bir oldu-ki bunda da bir sorun yok.
Sorun tam da bu iki uç arasındaki mesafenin hesaba katılmadığı noktada başladı:
-Gözdeaanım, sizden gördüm, ben de sebze suyu içmeye başladım. Ama muazzam gaz şikayetim var. Neden olabilir?
-Ne vakitlerde, ne kadar, ne tüketiyorsunuz?
-Günde 4 lt. sebze suyu içiyorum karışık.
-…
Bakın ben 10 yıldan uzun zamandır bu mevzuları okuyorum, araştırıyorum, deneyimliyorum. Henüz günde 4 lt. sebze suyu içtiğim olmadı.
Kıştan yaza küt diye geçmediğimiz gibi, doğanın bir parçası olan bedenimiz de aşırı uçlar arasında geçiş yapacakken zaman ister. Sırf inisiyatif elimizde diye bedenimize zulmedersek o da bir höt der haliyle.
Hep dediğim gibi, Kilimanjaro’da maratona katılmayı hedeflemeden önce, bir evimizin önündeki yokuşu çıksak mı?
Hadi elimizdeki blenderları ve sıkacakları sakince yere bırakıp, birer sürahi ve bardak alalım. #alkalibeslenme101 altındaki en eski paylaşımın ilk maddesini okuyalım:
“Su için. Öyle böyle değil, ‘ama iyi içtik, çok güzel içtik’ diyecek kadar için. Her 20 kg. vücut ağırlığı için günde 1 lt. su (mümkünse alkali su-mutluluğu uzaklarda arama, 1 lt. suya 1 çay kaşığı karbonatı karıştır, oldu sana alkali su, ya da sık limonu içine, hop yine alkali) ideal. Sabah uyanınca, yatmadan önce, yemeklerden 1 saat öncesi ve 2 saat sonrası en uygun vakitler.”
Nedenini, nasılını, hepsini ve daha fazlasını 8 Mart’ta @motherslandtr’deki söyleşide konuşacağız. Yakasına maydanozunu takan gelsin.

Yorum Yapın