Sakin Ol Şampiyon

Herkesin doğrusu en doğru,
Herkesin lafı bir hikmet.
Sıradan şeyler de konuşalım,
İş mi yani birbirimizi yemek?
İlle de kusursuz olmalı,
Hata yapmaya da hakkımız yok.
Üçüncü şahıslar için herkes sancılar içinde,
Bu kadarı da çok!
Instagram’da sağlıklı beslenme üzerine atıp tutan, ve bunları takip eden bir kitleyiz. Üç aşağı beş yukarı birbirimizi biliriz. Çok şey öğrendiğim, çok eğlendiğim, şahane insanlar tanıdığım bu mecrada son dönemde aydığım, görmezden gelmeye çalıştıkça da karşıma çıkan tatsız bir hal var: Transparan sürtüşmeler, sidik yarışları, Ali Cengiz oyunları almış başını gidiyor. “Odadaki yeşil fil”den rahatsız olan tek ben değilimdir diye umut ediyorum.
Kanımca sağlıklı beslenme insanın kendine yakışanı giymesidir. Son derece öznel olan bu algı; 86 yaşında, ömrünü tandır ekmeğini pekmeze banarak geçirmiş olana da, 20 saat aç kalıp tek öğünle günü kapatana da, azar azar sık sık yiyene de sağlıklı beslendiğini düşündürebilir. Sonuçta, “herkesin beslenmesine kimse karışamaz.”
Kaldı ki, sen hırslarınla çifte kavrul, ruhun olsun plastik tuvalet terliği, sonra otofaji için debelenmeyi düstur edin. #hihieved
(Bkz. Ben sana ortoreksik olamazsın demedim, adam olamazsın dedim)
Bu “hırs hırs” efekti bazen maddi kazanç kaygısıyla (ki bunu belki anlayabilirim), bazen de ego doygunlaştırma süreçleriyle vuku buluyor.
Bak Instagram Üstün Hizmet Ödülü almak ya da Fahri Instagram Bilgesi olmak için yaşayana da saygım var. Nihayetinde bir amaçtır. Ancak bazı fanilerin 2 dakikada fotoğraflayıp, tariflerini paylaştığı “saçmasapan” sağlıklı tatlılarla-böreklerle kendilerini kandırdıklarını görerek, müstehzi bir tebessümle, “onu yapmayı ben de bilirdim, halbuki ben ilim irfan yolunu seçtim” demeler, bana ünlü bir Türk büyüğünün vecizesini hatırlatıyor: “Mutsuzluk, kendini iyi hissetmek için başkalarını kötülemek olarak döner insana.”
Ego, intermittent fasting’den bihaber bir kemirgendir, açlığa tahammül edemez.
O ki, en birinçtir, en uzağa o gitmiştir, en çabuk da dönmüştür.
Peki peki, anladık da, sen nasıl doyacaksın be abi?
(Bkz. Tutmayın küçük enişteyi)